30 Temmuz 2011 Cumartesi

tatile ihtiyacım vaaaaarrrr

gece gece içimde anlamsız bir sıkıntı. sebebi var mı diye düşünüyorum, yok aslında. yani yok gibi. bilmiyorum. çok fena bi yerlere gidesim var sadece. sevgilimin maddi açıdan rahatlamasını bekliyoruz. sanırım eylülü bulacak gidişlerimiz. gidebilirsek tabi. ama buna o kadar çok ihtiyacım var ki. özellikle şimdi olsaydı keşke. her gün bi ton insandan bi ton sorun dinliyorum. sihirli bi değneğim olsaydı eğer ve sınırlı dilek hakkım olsaydı yemin ederim tekini kendime kullanmazdım. önce o insanların sorunlarına çözüm olurdum ki en azından kafam rahat olabilsin. onları düşünmekten kendime vakit ayıramıyorum. ailemin her bireyinin ayrı bi sorunu var. annem babamdan bahsetmiyorum. sülalem olan ailem. hepsini annemin dinlemesi, annemin kaldıramayıp benimle paylaşması benim de bunları sıkıntı yapmam. keşke herkes çok mutlu olsa. onların sorunları yüzünden ben yoruldum. günde en az 20 şer dakikadan 5 kişiyle konuşuyodum bi ara. eve geldim durum daha berbat. annem üzülüyor ben onu teselli etmeye çalışırken daha çok boğuluyorum. işte sırf bu yüzden alıp başımı bi yerlere gitmek istiyorum. telefonumu kapatmak. her şeyden herkesten uzak. kafamı dinlemek. akşama kadar açık havada yatıp kitap okuyacak olsam dahi istiyorum. error veriyorum. ihtiyacım vaaaarrrr. birisi hayrına masraflarımı karşılasa da gidip kafa dinlesem :D:D

28 Temmuz 2011 Perşembe

çok kızsal bi yazı bu

sevgili : naptın sen bacaklarını jiletledin mi?

anlamamazlıktan gelmeye çalışır bir ifadeyle ben;
- ne demek yani o?

sevgili : tüylerinden kurtulmak için diyorum?
(ne kibar adam benim kıllarıma tüy diyo hala)

- nerden çıktı?

* baksana bacaklarının haline. kesmişsin bi de tüyden kurtulcam diye.

- tamam pes ya iki seferdir jilet kullandım.

* salak mısın neden? daha gür çıksınlar diye mi?

şu salak muhabbet sonrasında kararım kesin. bu sene lazere gidilecek ve ömür boyu kurtulanacak bu tüylerden (?) !!

napim ama baktım jilet kolay işmiş cırt cırt. ama o 2 sefercik denilen sürede bacaklarım berbat bi hal aldı o ayrı mevzu. çok utandım.

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Canım sevgilim;
çok fazla sevgi sözcüğü kullanmasam da bazen ağzımdan kaçıyor, "hayatım" diyorum sana. sen üzerinde durmuyorsun. oysa ki ufacık bir kelime anlatıyor kapladığın yeri. "hayatım" sana ait. aldığım her nefesi verirken sen varsın içimde bir yerlerde. bazen aşkınla bazen öfkenle bazense sadece varlığınla. sana anlatsam şimdi bunları böyle uzun uzun, "yine tuttu gevezeliğin" dersin bilirim. çok mu gevezeyim sevgilim? oysa sessizliğimden yakınan insanlar tanıdım. azıcık sesim değişse anlatırken, "şımardın yine sen" dersin, oysa ben yalnızca sana şımarırım bilirsin.
aslında sana anlatmak istediğim yine içimde yanardağlar harekette. yine isimler yankılanıyor kafamın içinde bi yerlerde. saçlarını yolmak istiyorum senin. sonra kıyamıyorum yine sana.
benim değerimi bilmelisin. bizi senelerdir tanıyan arkadaşlarım "onu hala sevdiğine emin misin" diye soruyorlar bana.. bazen seviyormuşum gibi geliyor bazen sevmiyormuşum gibi. ama şu hayatta sadece senin mutlu olmanı istediğimi biliyorum. o kadar garip ki. sen mutlu ol diye sevmediğim halde yanında kalabilirmişim gibi. bunları söylesem birilerine "hasta" derler bilirim. ama ben böyle hissediyorum gerçekten. takıntı belki bu. ama ben seni mutlu etmek için varmışım gibi hissediyorum. mutlu ol diye ayın şeklini kareye bile çevirebilirmişim gibi. anlamazsın beni bilirim. anlama zaten. anlarsan korkarsın. korkarsan kaçarsın. kaçarsan mutlu edemem ki seni. saçmalıyorum. evet. seni çok öpüyorum.

20 Temmuz 2011 Çarşamba

örnek öğrenciyim o yea

lise hayatımı anlata anlata bitiremem. çok güzel zamanlardı. ama gecenin bi yarısı aklıma gelip beni gülme krizine sokan ve delimiyimya dedirten bişi yazmak istedim.

son sınıftayım. okulda fazlasıyla popüler ve fazlası düşman sahibi bi insanım :D düşman demek de komik oldu. çekemeyen diyelim. bi kere hocalarımın hepsiyle kanka modundayım. son sınıfın başında tüm öğretmenlere boyunlarına asmaları için kimlik kartı dağıtıldı. artık her öğretmen boynunda yada yakasında kimlik kartıyla dolaşıyo. isimleri ve branşları yazan. ben de nasıl bi salaksam gittim o kimlik kartının aynısını oluşturup bilgisayarda, çıktısını aldım. kırtasiyeden -ne denir ona bilemedim şuanda ama kapıdı içine yerleştirip boynuma asacağım şeyi de- aldım. ismim sooyismim yazıyo altında da örneköğrenci. bununla dolşaıyorum okulda. hocalar falan görüp gülüyo. ama neden böyle bişi yaptım şuan bile mana veremiyorum. derdim dikkat çekmek olsa gerek. ergenim ne de olsa :p bi gün dersten tam çıktık kızın teki kötü bakışlar atarak sınıfımızın kapısından bana seslendi müdür seni çağırıyo diye. ama nası kötü bakışlar atıyo. noldulan dedim. kötü bakış attıracak nolmuş olabilir. girdim odayı "hayırdır yeaaa" modunda :p gel karşıma dedi, geçtim, bakiim yaka kartına dedi, gösterdim. bi gülmeye başladı. normal gülmüyo ama. şimdi gözümün önüne geldikçe gülüyorum bak. "kızım sen napıyosun ya tüm okulu topladın başıma" dedi. meğersem benim o kartla gezdiğimi görenler gidip gidip şikayet ediyomuş, kim seçti onu örnek öğrenci, neden o şeklinde. canım örtmenim ya bak gülüşümüz hala gözümün önünde.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

insan sevgiye doyumsuz. ya da ben o türlerdenim. az önce düşündüm de ne zaman deprem olsa mesela, sevgilim direkt beni arıyor. bense hemen ailemi aramak için koşuyorum telefona. ama yok yani ailemle konuşmadan onu aramak aklıma bile gelmez. annemin babamın sesini duymazsam onu hatrıma getiremem bile. ama o. benim sesimi duymadan gözü hiç bi şeyi görmez. ne tuhaf. iyi mi kötü mü kararsızım :/

15 Temmuz 2011 Cuma

kendimle kalmak istiyorum

bazen özgür olmayı çok özlüyorum. çoğu insana göre özgürüm ama kastettiğim bu değil. hiç kimseyi düşünmek zorunda kalmamak sadece kendim için yaşamak istiyorum. mümkün değil ki. hayatımın her dakikasında ailem sevgilim hep var. yanımda olmasalar da aklımdalar. bunu bazen istemiyorum. kafamı dinlemek istiyorum. alıp başımı gitmek istiyorum. sıkılıyorum. çok sıkılıyorum bazen. sevgilimi düşünüyorum şu anda mesela. belki de onu zannettiğim kadar çok sevmiyorum. bilemiyorum. vazgeçemiyor oluşum alışkanlıktan mı çözemiyorum. an geliyo sevmeye doyamıyorum. bazen de böyle uzaklaşıyorum. o anlarda beni aramasın sormasın istiyorum. uzak dursun bi müddet. kafamı dinleyeyim. ama mümkün değil. görüşmediğimiz süre en çok 2 saat sanırım. biraz kendimle kalabilsem keşke. biraz kendimle başbaşa kahve sigara içebilsem. mümkün değil ki. olmuyo. 3 gün bile olsa..

14 Temmuz 2011 Perşembe

yanıyorum söndürelim mi

üç sene sonra havuza girebilmiş bi insan olarak nası mutluysam ne güneş kremi ne bişi sürmeden güneşlendim yüzdüm eğlencenin dibine vurdum. ama acısı fena çıkıyo. straplez bile giyemeyecek haldeyim şu an. tüm vücudum kıpkırmızı. mal gibi oturuyorum bi yere değemiyorum. dün gece yoğurt mu sürmedik salatalık mı sürmedik elma sirkesi zeytinyağı. ı-ıh hiç bişi fayda etmiyo. yarına geçer dedim sabahı uyku uyanıklık arası zor ettim. bugün daha kötü. hay ben kafama tüküriim e mi. güneş kremi kullanmamak nası fikirdir olum! "yanıyorum söndürelim mi? çıktı ateşim indirelim mi?" modundayım. tüm vücudum ateş gibi yanıyor. en dangalak kısmı ise bu burnum! palyaçodan farksız. dışarı çıkarken bile 30 faktör yüz kremi süren ben dün mal gibi yüzüme de bi bok sürmedim. hakettim bence de. müstehak bana. ay hem kaşınıyorum hem her bi tarafım acıyo hem de yanıyorum. allaaaam diğer tarafta yancaklarımıza say. amin.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

kadın sigarası renkli paket olur


isterdim ki herkes çok mutlu olsun. kimse eşiyle ailesiyle sorunlar yaşamasın. her çocuk özel hissetsin kendini. anne baba kavgası bilmeden sorun sıkıntı görmeden büyüsün. herkes sorumluluğunu bilip sorumlu olduklarını üzmesin. hayat o kadar zor ki, bir o kadar da kısa ki. kimseyi üzmeye değmez. ah bir de anlasa insanlar. huzurlu günlerim sevdiğim insanların huzursuzluklarıyla doldu. zor zamanlar. allah yardımcıları yardımcımız olsun.

bi yandan da dönüp baktığımda ne şanslı bi insan olduğumu farkediyorum. ne olursa olsun her sıkıntımı anlayabilen bi insana sahibim. anlatmayı ne kadar sevmese de her şeyini bana anlatabilen bi insan. dilerim böyle sürsün. tadımız hiç bozulmasın. aslında hiç aşk böcüğü bi insan değilim. ama bu ara olumlu yönleri görmeye çalışıyorum. çabalıyorum.

ve bir de geçen akşam sıkıntıdan sigara paketlerini boyadım ojelerimle. manyak mıyım ne. pek güzel de olmadılar. ama olsun kadın sigarası oldukları belli :p


blog yorum işine hala çözüm bulamadım. sinirlerim tepemde. yorumlarım gitmiyo yaaaa! ay sinir oldum çok fena.

9 Temmuz 2011 Cumartesi

ilişki denen meret karakterime ters

Karakterime çok ters bi ilişkide olduğumu her zaman söylerim. İnanılmaz derecede özgürlük düşkünü savunucusu, başınabuyruk bi insanın böyle bi adamla olması cidden çok zor. Yani ben böyle bi adam diyorum ama sevgilimi nasıl anlatabilirim hiç bilmiyorum. Kıskançlıkta çığır açmış bi insan kendisi. Çok zor çok çok zor bi insan. Ben de kıskanç bi insan olduğum için anlayışla karşılabiliyorum sanırım her hareketini.

Ama dediğim gibi karakterime çok zor bi ilişki bu. Yani aslında bu ilişki demek de saçma. Uzun süreli ilişki ters karakterime net olarak. Çünkü ben şıpsevdi bi insan olmalıymışım gibi. Daldan dala. Bi onunla bi bununla gezmeliymişim gibi. Bazen ilişkilerin başlangıç dönemlerindeki o oynaşmalara inanılmaz özlem duyuyorum. Gizli saklı bakışmalar, oynaşmalar falan oluyo ya. Acayip özeniyorum yani. Böyle şeyler yaşamayalı çok uzun zaman oldu çünkü. Bazen benim salak sevgilim "hadi gel oyun oynayalım, ilk kez tanışıyomuşuz gibi yapalım" gibisinden dangalak önerilerde bulunuyo. Ama yemiyo tabi, olmuyo yani, yerini tutmuyo ahaha :D

Sevgilime de söylüyorum, senin için karakterimden ödün veriyorum resmen diye. "olması gereken bu" diyo ya o zaman iyice çıldırıyorum.

Bazen o özgür olduğum zamanları özlüyorum ki artık o zamanlar çocukluğuma tekabül ediyo. Ama olsun. Her uzun ilişkide oluyodur böyle şeyler diyerek kendimi avutuyorum. Oluyodur di mi? Oluyodur inşallah da sorun ben de değildir.

7 Temmuz 2011 Perşembe

şu cahile bi yardım piliiiiizzzz

ya benim yorumlarım neden spam olarak gidiyor yahu? bi ton insan yorumlarımı görüp yayınlamıyor bile. ama neden neden neden :( bilen varsa bi yardım ediversin yahu.

5 Temmuz 2011 Salı

adam gibi bölümlerde okuyun olum

Şu an çok tatlı bi terasta salıncakta sallanırken rüzgar eşliğinde yazıyorum bu satırları. Evet yine bi yerlerdeyim, yine evimde değilim. Parfüm olayını her zamanki gibi abartmış olmalıyım midemi bulandırıyor şu anda kokusu. Hayatım kendi seyrine dönüp tüm şu yoğunluklar bittiğinde neler olacak merak ediyorum. Umarım çok sıkılmam. Dün bi iş görüşmesine gittim ilk defa. Aslında çalışma niyetinde değilim. Ama duyunca hadi gideyim de bizimkilerin yanında kalmaktansa yine yerimde kalayım dedim. Gitmez olaydım. Sadaka verir gibi maaş teklif ediyor. "ayyy o benim kuaför masrafımı karşılamaz ayol" demek istedim zengin züppeler gibi. Ama diyemedim tabiki de. İyi madem haber bekliyorum dedim ve çıktım. Ama geri dönseler bile kabul edicemi zannetmiyorum. Kiramı bile karşılamaz o ücret benim. Bunu okuyan liseli kardeşlerim adam gibi çalışın doğru düzgün bölümlerde okuyun biz yaptık siz etmeyin. Öptüm byes. Şimdi dana kadar bir albeni yicem. yüzde elli daha fazlaymış. ama ye ye bitmez bu yüzyıl.