bunları sevgilime anlatmayı planlarken bir gün, nasıl dalmışsam uzaklara, eliyle saçlarıma dokundu, televizyon izlediğini düşünüyordum, beni izliyormuş,
"hayatımda tanıdığım en naif insansın" dedi.
mutlu oldum gülümsedim ama inanamadım da pek açıkçası.
yüzümü okşadı, "cildin bebek gibi, yüzün pürüzsüz" (haklıydı, tek bir sivilce çıkmadı şu yaşıma kadar, ergenlik döküntüleri dökmedim, regl öncesi çıkan ufak tefekleri saymıyorum)
sonra tekrar saçlarıma dokundu "saçların upuzun, dalgalı, yumuşacık"..
ellerimi öptü sonra "ellerini de çok seviyorum. en çok onları seviyorum."
işte burada mızıldandım.
küçücük benim ellerim!
"olsun küçük olsun, ne güzel işte. keşke gün içindeki hareketlerini videoya çekebilsem de izlesen, ne kadar güzeller sen bişeyler anlatırken"
O bunları anlatırken kendimi çok tuhaf hissettim. Aklımdan geçenleri okumuşçasına kendimi ne kadar çirkin hissettiğimi görmüşçesine güven tazeliyordu. Oysa ağzımdan tek kelime çıkmamıştı bile henüz.
Bu gün saçlarımı boyadı annem. Kızıla! Kınalı gibi oldum. Hiç içime sinmedi. Oysa kızılı herkes çok yakıştırırdı bana. Belki biraz aktığında daha güzel olurlar. Salı günü sevgilimin yanında olucam. Umarım o beğenir.
9 yorum:
oo yee kızıl candır ya :D hem bence hiç şikayet etme sivilce derdin yoksa oh mis ne güzel,hiç şöyle böyle deme bence ;)
çok şanslısın biliyosun değil mi? :)
@re-l ; kızıl bence de candır. ilk etapta içime pek sinmese de şimdi şimdi alışmaya başladım :)
takıntılı'm; ne açıdan bilemedim şuan ama teşekkür ederim :)
woooowww, senin sevgilinden her eve lazim canim, masallah size, cok hosuma gitti bu post : D
:) teşekkür ederim canım, arada incelikleri olmuyor değil :p
Kızıl olsun çamurdan olsun! :D
ne güzel ya :)
teşekkür ederim :)
Yorum Gönder